Hayatımız Fotoğraf
İbrahim Akyürek
28 Mart 2024 Perşembe
26 Mart 2024 Salı
Beyoğlu
Kırık Kameralar
İsmini Emad Burnat ve Guy Davidi’nin 5 Broken Cameras [Beş Kırık Kamera] filminden alan Kırık Kameralar gösterim programında, Filistin’de geçmişten bugüne yaşanan kayıplara bakan on bir film yer alıyor. Kurgu ile belgeselin sınırlarını genişleten filmlerden oluşan seçki, sömürgeci tahakküm pratiklerinin toplumsal, politik ve ekolojik katmanlarını irdeliyor. Arşiv görüntüleri ve tanıklıklar kadar kurgusal anlatılar, tarih yazımının dışında kalanları imleyerek bireysel ve toplumsal hikâyeleri ortak belleğe yeniden çağırıyor.
4-27 Nisan tarihlerinde Salt Beyoğlu’ndaki Açık Sinema’da gerçekleştirilecek ücretsiz gösterimlerin ardından 29 Nisan’dan 5 Mayıs’a dek tüm filmler saltonline.org üzerinden çevrimiçi olarak izlenebilecek.
Video / Reklam
Yeniden Refah neyi ters yüz ediyor?
Ucuz emek sömürüsüne dayalı kapitalist düzenin “şeytani bir gölge” olarak muğlaklaştırılması, sınıfsal temelli sıkıntılarla kopan yığınların öfkesini komplocu, ne idüğü belirsiz bir düzleme sokuyor.
https://www.evrensel.net/haber/514149/yeniden-refah-neyi-ters-yuz-ediyor
25 Mart 2024 Pazartesi
“MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ YASASI”NDAN ÖĞRENECEKLERİMİZ
Avrupa Parlamentosu geçen hafta medyayı da yakından ilgilendiren iki yasayı kabul etti. Türkiye medyasının ilgi göstermediği bu yasalardan biri “Yapay Zeka” hakkında. “İlk” olma özelliği taşıyan bu yasa yapay zeka uygulamalarında kullanılan metin, fotoğraf, video ve tüm verileri telif hakkı yasası kapsamına alıyor. Ayrıca yapay zekanın ürettiği deepfake fotoğraf, video ya da sesler “manipüle edilmiş” olarak etiketlenecek.
AP’nin yürürlüğe soktuğu öbür düzenleme ise “Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası”. Bu yasa da gazetecileri ve kaynaklarını korumayı, editoryal kararlara siyasi müdahaleyi önlemeyi ve gazetecilerin casus yazılımlarla keyfi biçimde gözetlenmesini engellemeyi amaçlıyor. Arzu Çakır Morin’in VOA’daki haberine göre yasada yer alan önemli yenilikler şunlar:
Kamuoyunun medyayı kimin kontrol ettiğini öğrenmesini sağlamak için devlete ait kurumlar da dahil, tüm medya organlarının sahipleri hakkında şeffaflık sağlanacak.
Medya kuruluşları, başka ülkelerden gelenler de dahil, kamu reklamlarından ve devletin mali yardımlarından aldıkları fonları açıklayacak.
Devletin yıllık reklam harcamalarını ve medya kuruluşlarına göre dağılımını kamuya açıklaması zorunlu olacak.
Facebook, X veya Instagram gibi uluslararası platformlar medyadaki içeriği keyfi olarak silemeyecek. İçerik kaldırma ya da kısıtlama niyetini medya kuruluşuna bildirecekler. 24 saat içinde verilecek yanıttan sonra silebilecek veya erişimi kısıtlayabilecekler.
https://www.birgun.net/makale/cocuklar-siyasetcilerin-vitrin-susu-516640
Faruk Bildirici Birgün
24 Mart 2024 Pazar
Bursa
Türkan Saylan'a hakaret soruşturması kapatıldı
Merhum Türkan Saylan’a yönelik sözleri nedeniyle Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Alinur Aktaş ile İBB Meclisi’nin AK Parti Grup Sözcüsü Faruk Gökkuş hakkında yapılan suç duyuruları kapatıldı. Yapılan itirazlar da reddedildi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin onursal başkanı merhum Türkan Saylan’a yönelik sözleri nedeniyle Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Alinur Aktaş ile İBB Meclisi’nin AK Parti Grup Sözcüsü Faruk Gökkuş hakkında yapılan suç duyuruları kapatıldı. Yapılan itirazlar da reddedildi.
2019’da Bursa Belediye Başkanı AK Partili Alinur Aktaş, CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey'e yönelik konuşmasında, "20 senedir Nilüfer'de Belediye Başkanlığı yapıyorsun. Hangi caddeye hangi merkeze bir tane Allah dostunun, padişahın, bir Türk büyüğünün adını verdin? Nerede devlete ve bayrağa savaş açmış Türkan Saylan, Uğur Mumcu, Nazım Hikmet, Bahriye Üçok, nerede dinle diyanetle problemi olan adam varsa, hepsinin ismini merkezlere vermiş " ifadelerini kullandı.
Habere Not: Suç duyurusu 2019'da yapılmış. Bizimkiler; o tarihten sonra, BUFSAD dahil bu adamın başında bulunduğu fotoğraf festivaline katılmayı "huzur" içinde kabul etmişler. Peki; Bahriye Üçok, Türkan Saylan ailenizden biri olsaydı...
23 Mart 2024 Cumartesi
Seçmen kimliği yapıştı üzerimize, şekli değişiyor, tavrımız değişiyor ama 22 senedir en çok ‘seçmen’iz. Seçmen kimliği imajını öyle büyüttüler ki seneler içinde, yurttaş kimliğinden iki beden büyük hale geldi. Seçmen sandığa gidecek, seçmen hangi adaya ne tepki verecek, seçmenle anket, seçmenle röportaj, seçmen partisine küsecek mi, seçmen lideri mi dinleyecek irade mi gösterecek, seçmen hem oy kullanacak hem oyunu koruyacak, seçmen aşağı, seçmen yukarı. Arka arkaya söylendiğinde nasıl ki insan bir kelimeye yabancılaşıyorsa öyle yabancılaştığımı hissediyorum bu kimliğe.
İnsanız be her şeyden önce.
Ayşen Şahin Evrensel
22 Mart 2024 Cuma
Zonguldak
MADENDEN ÇIKARILDIĞINDA HAYATTAYDI
Afgan madencinin gündelik işçi olarak kaçak maden ocağında çalıştığı belirtilirken, 9 Kasım'da saat 20.00 sıralarında S.K. ile yer altında geçirdiği kaza neticesinde ağır şekilde yaralandığı, ocaktan çıkarıldığında ise hala hayatta olduğu ifadeler ile sabit olduğu iddianamede değerlendirildi. Afgan madencinin battaniyeye sarılıp, kamyonetin kasasına yüklendiği ancak kolluk veya sağlık birimlerine haber verilmediği için zamanında müdahale edilemediği belirtildi. İddianamede, S.K. ve E.D.'nin kamera kayıt cihazını kırmaya çalıştığı ve Afgan madenciye ait kıyafetleri yaktığı anların görüntüleri de yer aldı.
3 SAAT KASADA GEZDİRMİŞLER
21 Mart 2024 Perşembe
20 Mart 2024 Çarşamba
19 Mart 2024 Salı
18 Mart 2024 Pazartesi
Direniş neden etkili olamıyor?
Neoliberalizm, kendine uygun insan öznelliğini sınıf, toplumsal çıkar, planlama, dayanışma, ilerleme, eşitlik kavramlarını bastıran, birey, haz, mutluluk, rekabet gibi kavramlarla kurulmuş bir ideolojiyle üretiyordu. Bu öznelliği, metaları işlevlerinden öte haz nesnelerine dönüştüren “hazlara dayalı tüketim tarzı” içinde yeniden üretiyordu. Solun karşısında artık, hazlarını, burada ve hemen tatmin etmeye odaklanmış özne vardı. Var olan “sosyalizmin”, üstelik de kendi halklarının elinde, çökerek “vahşi kapitalizme” dönüşmesi, bu çöküşü öngöremeyen, söylemini ona göre düzenleyemeyen solun savlarının çoğunun inandırıcılığını, gençler, işçiler arasında yok etti. Nihayet teknolojik gelişmeler: İnternet, daha sonra akıllı telefon bu ikisi üzerinde gelişen “sosyal medya” platformları bireyler arasındaki ilişkileri, zaman kullanma tarzlarını değiştirdi. “Gösteri toplumu” daha da derinleşti, medya felaket haberleri üzerinden sansasyon ile izleyici, okuyucu kapma yarışı, bu yarışın anne ve anne-babalarda yarattığı korku ortamı çocukların yetişme koşullarını da etkiledi. Çocuğun, sosyal medya, bilgisayar oyunu eline terk edilerek eve kapanma süreci hızlandı, sokakta oyunlarla sosyalleşme adeta tarihe karıştı
Bu anksiyete, kurulu düzeni yönetenlere güvensizlik, komplo teorilerinin açıklamalarına yatkınlık, kimliğindeki istikrarsızlığı ırk, milliyet, cinsiyetçilik gibi, görüntüsüyle ya da deklarasyonuyla “kolayca” betimlenebilen aidiyetlere dayanarak (sığınarak ya da hedef alarak) aşma eğilimi, bu kuşağı “radikal” değişim, kolay-hızlı çözüm vaatlerine duyarlı hale getirir.
Solun bu yeni durumu uygun çalışma tarzı, söylem ve örgütlenme biçimlerini geliştirmedeki başarısızlığı, bu “yeni kuşağın” “süreç olarak faşizmin” çekim alanına girmesini kolaylaştırdı.
Ergin Yıldızoğlu Cumhuriyet
15 Mart 2024 Cuma
Galata
Ozan Sağdıç:
Fotoğrafçının Tanıklığı Sergisi Açıldı
Sergide Ozan Sağdıç’ın karanlık odasından çıkan baskılar da dahil olmak üzere 127 fotoğraf yer alıyor. Fotoğrafların üretildiği teknik ve dönem, sergide yer alan vintage baskılar ve Hayat dergisinden örneklerle de aktarılırken, ülkenin 1950’lerden itibaren görsel bir panoraması izleyiciyle buluşuyor. Fotoğrafa başladığı yıllarda dünyada ve Türkiye’de “altın çağını” yaşamaya başlayan fotomuhabirliğin ülkedeki en önemli temsilcilerinden biri olan Sağdıç’ın “Fotoğrafçının Tanıklığı” sergisi, aynı zamanda sanatçının çalışmalarının çok yönlülüğüne de işaret ediyor
14 Mart 2024 Perşembe
Haseki - Fatih
"Magnum İstanbul’da” Sergisi ile Açılış…Bulgur Palas, dünyanın en saygın fotoğraf ajanslarından biri olan Magnum Photos’un “Magnum İstanbul’da” sergisini ağırlıyor. Paris, Londra ve New York merkezli fotoğraf ajansı Magnum Photos’un 77. yıl sergisi olan “Magnum İstanbul’da”, 70 sanatçının 200’den fazla fotoğrafından oluşuyor.
11 Mart 2024 Pazartesi
9 Mart 2024 Cumartesi
8 Mart 2024 Cuma
7 Mart 2024 Perşembe
ÇARESİZLİĞİN RUHU
İbrahim Akyürek
İlk defa seçim afişlerinden bu kadar huylandım, komik bulmaya başladım.
Afişlerin nereye asılacağını denetleyemeyen aday adamların kendilerini bile yönetmekten aciz olacağını, daha yeni bakımı yapılmış tarihi eserleri gözü kara afişletmekten çekinmediklerini gözleyince anladım.Bu adamların ve bu adamlara oy verenlerin çıkar ilişkileri içinde olduklarını, bu danışıklı birbirini kullanma zincirinin ortak bir anlamı olduğunu sezdim: “Çaresizliğin ruhu”Çaresizlerin ruhu; tarihi çeşmelerin, surların, evlerin değerini; bunların hepsini barındıran memleketi, yeryüzünü hesaba katmaz. Çaresiz kendine düşkündür, dıştan sağlam görünen ancak iç duvarları yıkık dökük terkedilmiş binalar gibidir.
Partili çaresiz nefer, Aziz Nesin’in bir taşlamasındaki “Bir üsttekine kuzu, bir alttakine canavar kesilen” yurttaştır. İl ve ilçedeki çaresizin izini sürerseniz çeketini iliklediği, saygılarını sunduğu Ankara’daki bir partili efendisine kolaylıkla ulaşabilirsiniz.Ankara’daki büyük çaresizi izlersiniz uluslararası saldırganlığın merkezlerinde; TÜSİAD, IMF, Dünya Bankası ve silahlı örgütleri NATO’da, Beyaz Saray’ın açık-gizli bölmelerinde ezilip büzülerek memleketi pazarlarken bulabilirsiniz.Sokağını asfaltlatmak, içerden adam çıkarmak, çocuğunu işe koymak, üniversite yurdunda ya da hastanede bir yatak kapmak gibi karşılık bekleyen, üretilmiş düzen sorunlarıyla cebelleşen çaresiz seçmen, kendisi gibilerle dayanışmak yerine merkezdeki adamların oy deposunun malzemesidir.Örneğin; seçmenin birim değeri on olan çıkar oyu, ilişkiler sonucu katlanarak bürokrasinin ve piyasanın zirvelerinde yüzbinler değerine tırmanır.Kaygılı seçmen; oyunun değerinin ulusal ve uluslararası politikalarda nelere yol açtığını, hangi petrol-çıkar hattı uğruna çocuğunun piyasaya, savaşa sürüleceğini hesaplamaz.Çaresiz; çaresizliğinin nedenleriyle yüzleşmemek için bayrak-millet-din ezberinin sakinleştirici gücüne sığınır. Aslında memleket sevgisi “artistiktir”, üstelik kullanılmaya da açıktır.Şaşkınlıkla gözlediklerimiz, Ezilenlerin Pedagojisi (Paulo Freire) kitabındaki “Egemenlik altındaki bilinç, bölünmüştür, kaypaktır, korku ve güvensizlik doludur” cümlesine tam uyar. Afişlerdeki adamların el-kol-yüz ifadeleri, kaygılı durumlara karşı bir savunma yöntemini yansıtan büyüklenmeci- şişinmeci ifadelerle çarpılmıştır. Sakin bakılmadıkça normalmiş gibi gelen bu ifadelerin oy toplamada (alıcılarda) etkisi var mıdır? Bu ikircikli kişilik işaretleri (yalama musluk örneği) dokunanı tedirgin eden davranış ve düşünce yarılmalarının ipuçlarıdır. Bu durumları ile bir otobüsü bile yolcularını azarlamadan sürmeleri kuşkulu adamların memleket işlerini üstlenmeleri nasıl engellenebilir?Parti binalarının düşünce-dayanışma üretilen yerler olması yerine -çoğu erkek- kaygılı çaresizlerin sosyal ilişkiler bürolarına dönüşmesi, saldırganlıklarına hazır cemaat bulma, güvenlik ihtiyacını giderme mekanları olması; partilerde idealist, özgüvenli, kişisel-toplumsal yarar ve kaygılarını ortak paydada imeceyle çözmek isteyen kadın-erkek ve gençlerin nefes almasına izin vermez.
"Artistik Hareketler" Başlıklı Fotoğraf Sergisi'nin Sunum Metnidir.