Son duruşmada, davaya müdahil avukat olarak katılan İsmail Sami Çakmak mahkemeye sunduğu dilekçede şunları söylüyordu:
“Müvekkilimin eşi Doçent Orhan Yavuz 15.06.1977 tarihinde, ırkçı, insanlık düşmanı, gözü dönmüş canilerce, ideolojik nedenle ve örgütlü bir biçimde katledilmiş bulunmaktadır. Yaşamının her anını halkının mutluluğuna, insanca yaşamasına, öğrencilerinin mutluluğuna ve eğitimine adamış olan bu bilim adamının katledilmiş olmasından ailesi ile birlikte tüm Türk halkının büyük bir üzüntü duyduğu ve büyük bir kayba uğradığı bir gerçektir. Hiçbir kişisel çıkar peşinde olmayan, bir devlet memuru maaşıyla insanlığa yararlı olmaya didinen ve öğrencilerini de bu doğrultuda yetiştirmeye uğraşan bir bilim adamının, yine beyni yıkanmış-programlanmış öğrencileri tarafından katledilmesi üzücü olduğu kadar utanç verici bir cinayet olarak ortadadır. Müvekkilimin eşi öldürüldükten sonra, devletin hemen hemen her kademesinde sızabilmiş bulunan bazı faşist ruh ve zihniyetli kişiler, aldıkları talimatlar doğrultusunda, olayın üzerine gerektiği biçimde gitmemişler, bazıları da olayı çarpıtmaya ve küllemeye çalışmışlardır."
Orhan Yavuz Türkiye’de öldürülen ilk akademisyendir.
Doç. Dr. Orhan Yavuz, faili belli bir “faili meçhul cinayet’in kurbanı olarak kaldı. |