Kapitalizm emperyalizmdir, kapitalizm savaşsız, hegemonya düşmansız yapamaz…Jean Jaurès’in dediği gibi, savaş kapitalizme içerilmiştir zira kâra ve rekabete dayalıdır. Sürekli büyüme, etki alanını genişletme zorunluluğu var. Genişleme ve yayılma da rakipler aleyhine mümkün. Yıkıcı rekabet ortamında her kapitalist, her kapitalist işletme ileriye doğru kaçmak zorundadır… Bana bu kadarı yeter, burada durayım diyemez…İşçileri daha çok sömürmek, daha çok doğal kaynağa, enerji kaynağına sahip olmak, bunu da rakiplerinden önce yapmak zorundadır… Fakat, ne kadar hileci yöntemlere başvursa da şiddete başvuramaz, zira şiddet tekeli, orduya ve polise sahip devlete mahsustur…Sanıldığı ve iddia edildiği gibi savaşlar büyük idealler uğruna yapılmaz… Yeni sömürü alanlarına, yeni pazarlara, yeni topraklara ve enerji kaynaklarına ulaşmak için yapılır… Tabii savaş sadece rakipleri etkisizleştirmek için de yapılmaz, savaşlardan hiçbir çıkarı olmayan, asıl bedeli ödeyen işçi sınıfını ve sol muhalefeti etkisizleştirmenin de bir aracıdır… Böyle bir gerçeklik söz konusuyken de ‘barışçı olmanın’ bir kıymeti harbiyesi olamaz… Savaşa karşı olmak, savaşları durdurmak örgütlü işçi sınıfının, yeryüzünün lanetlilerinin, bir bütün olarak ezilen ve sömürülen sınıfların, politik mücadelesi ve müdahalesi olmadan mümkün değildir…
Savaş büyük yıkımlar demektir ve kapitalistler yıkarken de yıkılanı yeniden yaparken de kâr ederler, sermayelerini büyütürler… Zira savaş büyük insan kırımına, doğal kaynak ve alt-yapı tahribatına neden olur… Utanç verici olan bu durum, kapitalistler için yeni yatırım ve değerlenme olanakları demektir… Yıkılan her şey, işte, yollar, köprüler, tren yolları, konutlar, vb… yeniden inşa edilerek büyük kârlar sağlanır…
Fiktet Başkaya Yeni Yaşam
John Heartfield