Zeki Tekiner cinayetinde 45. yıl: Bir katilin ölüsüyle yüzleşmek
17 Haziran 1980'de ülkücüler tarafından öldürülen dönemin CHP İl Başkanı Zeki Tekiner'in kızı Aylin Tekiner, babasının ölümünün 45. yılında "Bir katilin ölüsüyle yüzleşmek" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Tekiner, "Geriye hesabı verilmemiş koca bir geçmiş kaldı. Sözün yeterince söylenmemiş ya da karşılığını bulamamış olmasının yükü bir de. Dedim ya, bir katilin ölüsüyle yüzleşmek de bize yük kaldı..." diyor.
3 Haziran 2025. Sabah 10:55. Ankara-İstanbul trenindeyim. Nicedir üzerinde çalıştığım, bir cinayetin benliğimdeki izini sürerken, Türkiye yakın tarihine de kaçınılmaz dokunan çizgi romanımın son okumalarını yapıyorum. O esnada romanın son bölümünde yer alan MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Ana Davası’na ilişkin internette bir belge arıyorum. Karşıma çıkan bir yayın, aklıma MHP üzerine yeni kitabı çıkan bir tanıdığımı getiriyor. Ona ilgisini çekeceğini düşündüğüm bu yayının linkini gönderiyorum. Bu konuya dair yaptığımız karşılıklı mesajlaşmanın hemen ardından, telefonumun ekranında hiç de beklemediğim bir mesaj beliriyor.
“Bu arada, babanın katillerinden biri öldü. Haberin oldu mu bilmiyorum.”
“Hangisi?” diye soruyorum.
“Miman” diye yanıtlıyor.
Babam öldürüldüğünde ablam dokuz, ağabeyim dört, ben iki yaşındaydım. Katillere engel olmak isterken babamla birlikte öldürülen Yavuz Yükselbaba’nın ise en büyüğü altı yaşında, en küçüğü altı aylık olmak üzere toplam dört çocuğu vardı. Cinayete tanık olan, Yükselbaba’nın dokuz ve 15 yaşındaki yeğenleriyle birlikte bu cinayet, dokuz çocuğun çocukluğunu tarumar etti. İşte tam da bu nedenle, siyasi cinayetlerin arkasındaki gerçek faillerin ortaya çıkarılmadığı bir adaletsizlik düzeninde onca çocuğun hayatlarını belirleyen ve dönüştüren bir katilin kendi camiasından helallik alarak göçüp gitmesinin yarattığı bir yenilgi hissinden söz ediyorum.
Şiddet sadece devletin maşasıyla uygulanmaz. Toplumdaki kayıtsızlık ve sessizlik de bu şiddet çarkının dinamosu gibidir. Onca olup biten karşısındaki suskunluğu yetmezmiş gibi toplum bir de hakkını arayan bir ailenin verdiği mücadeyi yadırgar ve geçmişte olup biteni unutması, “onca yıl önce yaşanmış bir olayı daha fazla sorgulamaması, uzatmaması” yönünde yol gösterme cüretinde bulunur. Yanında yöresinde ne varsa “normalleşsin” ister.
Anadolu’da bir hak savunucusu: Zeki Tekiner
“Bu arada, babanın katillerinden biri öldü.
Haberin oldu mu bilmiyorum.”
“Hangisi?” diye soruyorum.
“Miman” diye yanıtlıyor.
“Hangisi?” diye soruyorum.
“Miman” diye yanıtlıyor.