
Yaratıcılığın ardına saklanan taciz
Kamera arkasında da tablo farklı değil... Fotoğraf, sinema ya da reklam fark etmeksizin üretim süreçleri etik çerçeveden yoksun. Sanat ya da yaratıcılık perdesi, çoğu zaman bu belirsiz sınırları normalleştiren ve karşıdakini baskılayan bir kalkan işlevi görüyor. Modeller, oyuncular vb. ile sektörde işlerin akışını belirleyen az sayıda yayıncı, fotoğrafçı, yapımcı vb arasında, sessizliği rıza kavramıyla bağdaştıran istismarcı bir düzen kuruluyor. Bu düzen kimi zaman “esnek çalışma” saatlerini, kimi zaman “sanat yapıyoruz” diyerek beden sınır ihlallerini, kimi zamansa denetimsiz çalışma ortamlarını meşrulaştırıyor. İş kaybetme korkusunu da bir baskı unsuru olarak kullanan bu düzen cinsel istismarı kolaylaştıran araçlardan biri haline geliyor. Gücü elinde bulunduran ve yaratıcılığı tekelleştirenler, sektörde yer edinmeye çalışan bireylere sistematik olarak fiziksel ve psikolojik şiddet uyguluyor. Kişi, kimi zaman güç dengeleri tarafından baskılanarak rızası dışında hareket ettiriliyor, kimi zaman da bir gelecek hayaliyle rıza göstermeye zorlanıyor.
Radikal dönüşüm, temennilerle değil, örgütlenmeyle mümkün. Örgütlenme, yalnızca hak talep etmek değil, aynı zamanda dayanışma ağları kurmak demek. Örgütlü mücadele, bir sağlama mekanizması oluşturmaktır. Sendikalar ya da meslek birliklerinin oluşturulması yaratıcı sektörlerde net olmayan meslek tanımlarını netleştirecek bir iç denetim mekanizması sunar. Bu yapıların oluşturacağı bağlayıcı sözleşmeler ve bağımsız idari soruşturmalar bireylerin yükünü azaltacaktır. Üretimin gerçekleştiği alanlarda rızanın “varsayıldığı” değil, her adımda açıkça sorgulandığı ve denetlendiği bir düzen kurulması şart. En basitinden uyulması zorunlu etik kuralların tüm paydaşlara bildirilmesi; kişinin bir başkasına dokunmadan önce izin alması, izinsiz fotoğraf ya da video çekimini yasaklamak, hazırlık alanlarında mahremiyeti korumak tartışmaya kapalı standartlar olmalı. Ekibin herhangi bir üyesinin “hayır” deme hakkı mutlak olup, bu beyan derhal uygulanmalı. Şikayetlerin anonim biçimde alınması, ihlallerin işbirliğinin güvenilir ve tarafsız idari soruşturmalarının ardından yeniden değerlendirilmesi, fesih ve kara listeyle sonuçlanması sektörün yeni normu haline gelmelidir.
Derya Gürsel Gazete Oksijen