"Yalnız sansürcülerin hayal gücünü aşmayan şeyler sansür edilebilir" Andrzej Wajda (Sinema ve Ben)

12 Ekim 2025 Pazar

DİREN HAKAN! UMUDUM BÜYÜK!

Bir başka Hakan'ımızın cenazesinden dönerken gece yarısı öğrendim Hakan'ın kayıp olduğunu. Oysa kaç gece direndik karanlığa birlikte. Gezi'den Validebağ'a Kazdağları'na Yırca'ya Çaldağı'na kesilen ağaçlara tahrip edilen doğaya yok edilen kaynaklarımıza tanıklık ettik beraber. Birlikte umut olduk, kaç çadır kurduk, topladık, kaç gün aç kaldık susuz kaldık, birlikte gaz yedik, plastik mermi yedik, paramız bitti , ulaşım bulamadık, sesimizi duyurmak için kaç kilometre yol yürüdük bilmem. En son 27 temmuz 2023'te Akbelen'de beraberdik. 1 aya yakın zamandır ormanın içinde direnişe tanıklık ediyordu. Yıkanamamıştı o yaz sıcağında. Taşıma suyuyla döktük başına kıvırcık saçlarını yıkadı sonradan kesilecek o muhteşem ağaçların altında. Dedim ki Hakan hep sen bizi çekiyorsun, birlikte hemen hemen hiç fotoğrafımız yok çekelim şöyle güzel bir kare. Hiç sevmezdi fotoğraf çektirmeyi çekmeyi severdi. Ama ben gizli gizli çekerdim O' bu. Bakın saçları nasıl da pufidik olmuş. Canım benim. Nasıl da gülümsüyoruz, Sakine de var fotoğrafta. O da size haber ulaştıran can arkadaşımız. Bu fotoğraftan sadece birkaç saat sonra biz uykudayken ablukaya alıp çatır çatır kestiler o güzelim ağaçları. O sese tanık olduk orada. Ağaçların devrilirken çıkan sesi tarif edemem size. Birkaç saat önce şakıyan bütün kuşlar susmuştu. Dün gece yine nöbetteydik, bu sefer Hakan'dan iyi bir haber almak için. O çok kıymetli zar zor aldığı makinesiyle eve dönerken kaybolmuş, yol kenarında darp edilmiş halde bulunmuş şu an hastanede yaşam savaşı veriyor. O makinenin içinde en son Hatay Samandağ'da arazileri gasp edilen ağaçları kesilen toprağı için direnen köylülerin görüntüleri var. O makine polis tarafından kaç kere kırıldı, içindeki görüntüler kaç kere silindi, Hakan görüntüleri geri getirmek için kaç gün uğraştı anlatsam roman olur. Makinesini vermemek için eli kolu ayağı kaç kere sakatlandı kim bilir. Ben sadece 10-15 tanesine şahit oldum. O makineyi almak için Üsküdar Belediyesi Kültür Merkezi'nin bir odasında neler yapıldığını gözlerimle gördüm. Sonrası tamamı kadın olan protestocularla birlikte Hakan da göz altına alınmıştı. Sabah çıkınca doğru soluğu Manisa Çaldağı'nı yok eden Nikel madenini görmek için yola çıkan otobüslerde almıştık. Benim omuzum çıkık, Hakan'ın kafa göz mosmor. Anlatsam bin gün sürer de bitmez. Bir simidi bölüştük, 1 şişe suyu yudum yudum içtik. Hele Akbelen'de çok zorluk çektik. Ne diyeyim üzüntüm çok çok büyük. DİREN HAKAN! UMUDUM BÜYÜK! Zaten hep "bir umut" diye diye direnmedik mi bu hayatta kötülüğe!

Özlem ÇakmanHakan Tosun ile birlikte. (facebook)