"Yalnız sansürcülerin hayal gücünü aşmayan şeyler sansür edilebilir" Andrzej Wajda (Sinema ve Ben)

18 Kasım 2025 Salı

Film

 

Zonguldak / ZFD

“Söyleşi & Kitap Tanıtımı: Fotoğrafın Sırtındaki Kambur: 12 Eylül"
Türkiye'nin kuruluşundan bu yana yaşadığı toplumsal ve siyasal dönüşümlerin sanata, kültüre yansımaları olurken bu süreçte fotoğrafın rolü neydi? 
Kitaba da değerli katkılarını koyan dönemin önemli tanığı İbrahim Akyürek ile birlikte Zonguldak Fotoğraf Derneği'ndeki söyleşimizde, 1980'in fotoğrafta bir kırılma tarihi olmasının nedenlerini ve sonuçlarını konuşurken memleketin yakın tarihine fotoğraf ve siyaset üzerinden bir yolculuk yapacağız.
 
Bu önemli buluşmada sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.

17 Kasım 2025 Pazartesi

Emrediyorum

  

Emrediyorum barışın

MUHABBETLER GIRLA

Bir yandan da birbirlerine “aba altından sopa göstermeye, “şu olmazsa, bu yapılmazsa güçlerimi salarım üstünüze” demeye devam ediyorlar. Kendi güçlerine ne kadar güveniyorlarsa birbirlerine de o kadar güvenmiyorlar galiba. Bir yıldır öldürtmeye ara verdiler, sadece konuşuyorlar, sembolik jestler yapıyorlar, tatlı sözlerle birbirlerinin gururunu okşuyorlar. Birbirlerine hiç güvenmediklerinin en güçlü kanıtı birbirlerini güzellemelerindeki ölçüsüzlükleri. Kurucu önder, bilge, devlet terbiyesi, devlet adamı, zarafet, kibarlık, karşılıklı davetler, ulaklarla gönderilen selam ve muhabbetler gırla gidiyor.

           

NİYE KIRDIRDINIZ?

“İyi ama sen demiyor muydun, o senin düşmanın, git öldür diye; madem kardeştik bize niye birbirimizi öldürttün?” Madem konuşarak da çözülebilirdi, niye birbirimize kırdırdınız bizi?

Güney Afrika’da uygulanan “hakikat komisyonları”, “apartheid rejiminin” zalimliklerine maruz kalanlarda daha da derin yaralar açtı. Hakikat komisyonlarında teröre maruz kalanlar işkencecilerinin önünde “kendilerine yapılanları” anlatıyorlardı. Bu anlatıların işkencecileri pek etkilemediği, tersine anlatanı daha da örselediği görüldü.

Birbirine düşman edilenlerin barışabilmesinin yolu, saldırtılanların başlarına gelenleri anlatmalarıyla değil saldırtanların “suçlarını itiraf etmeleriyle ve bedelini ödemeleriyle” mümkün olabilir. Bu itiraf da “emir kuluydum, emredildi yaptım” falan demekle bitmez. Emir kulları değil, emredenler bu suçu neden ve nasıl işlediklerini, başka yollar mümkünken neden terörü seçtiklerini itiraf etmeliler ve bedelini ödemeliler.

Güzellemeye değil, affedilmeye ihtiyaçları var ve affetmemizi bize emretmemeliler, hak etmeliler. “Biz” zaten öldürmek istemiyorduk ki…     

 SELÇUK CANDANSAYAR     Birgün

                     

15 Kasım 2025 Cumartesi

Bir söz var: “Vahim bir olayda herkes suçlu değildir elbette; ama


Bıçak sırtında!

Hatıralar unutmamak, unutturmamak içinse bir manası var. 20 askerin bir kargo uçağına doldurulduktan sonra “şehit” düşmesini “kahramanlık”la açıklarsanız, unutur gidersiniz. Bunu ihtimallerden ihmallere gidip gelen bir kararlılıkla unutmamak lazım.

“Ateş düştüğü yeri yakar” mevsimleri çoktan geçti, bitti. Atölyelerdeki kadınlar, madenlerdeki işçiler, sokaktaki çocuklar ve gençler, kumpir-midye yiyen minikler, evlerdeki eşler, kargolanan askerler hep aynı ateşin kenarında, içinde. Hayat tam “bıçak sırtı” değil mi! Ne zaman kimi parçalayacağı belirsiz.

Bir söz var: “Vahim bir olayda herkes suçlu değildir elbette; ama herkes sorumludur!” Siyasetten cinayete, kazadan ezaya, uçaktan sokağa kadar sanki öyle!  

 UMUR TALU   T24  

                                       

14 Kasım 2025 Cuma

13 Kasım 2025 Perşembe

bizzat Erdoğan tarafından –hadi ‘tartaklanarak’....

 Sansür Karar'lı

Akif Beki’nin o işten bizzat Erdoğan tarafından –hadi ‘tartaklanarak’ diyelim– kovulduğunu duymuştuk. Akif Beki sonra gazeteciliğe döndü. Dönsün de hiçbir şey olmamış gibi dönmesine ne demeli! Akif Beki başbakanlık basın danışmanlığındaki tecrübesini bir şekilde anlatmalıydı, anlatmalı. Hiçbir şeye, kimseye olmasa da genç gazetecilere borcu var. Genç gazetecilerin ibret alacağı bir tecrübeye sahip Akif Beki, bu borcu ödemeli. Nasıl düşünüyordu, gazetelere ya da tv kanallarına sansür talimatları verirken, nasıl meşrulaştırıyordu bunu, yaptıklarının doğru olduğunu mu düşünüyor hala, o talimatlara uyan gazeteciler hakkında şimdi ne düşünüyor, şimdi bu sansür işini yapanlar hakkında ne düşünüyor, iktidarların medyaya talimatlar vermesi konusunda ne düşünüyor..?

Beki anlatmadı, peki niye kimse sormadı? Beraber program yaptığı gazeteciler var Halk TV’de mesela, hiç sormadılar mı çay içerken falan. Üstelik geçenlerde iyi bir vesile de çıkmıştı. Faruk Bildirici, bir yurtdışı gezisi dönüşünde Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’a sorulacak soruların gazetecilerin eline tutuşturulduğunu ortaya çıkarmıştı. İşte o zaman Akif Beki’ye sorulabilirdi: Senin zamanında nasıl oluyordu bu işler, şimdi bakınca nasıl bir aşamaya geldiğini düşünüyorsun bu uygulamanın?
Mustafa Alp Dağıstanlı   Diken

                                       

ve Trump

BBC ve Trump belgeseli krizi: Nesnelliğin çöküşü hakikatin yeniden tanımı

BBC olayı bize gazeteciliğin artık sadece gerçeği bulmak değil, onu bozmayacak biçimde anlatma sorumluluğu da olduğunu hatırlattı. Bir cümlenin sırasını değiştirmek bile hakikate duyulan güveni sarsıyor.

Dijital çağın yeni gazetecilik ilkesini şöyle özetlesek yanlış olmaz: “Hız iyidir, şeffaflık daha iyidir, dürüstlük ise vazgeçilmezdir.”

BBC’nin krizi, medya etiği, hesap verebilirlik ve kamu güveni açısından derslerle dolu bir vaka olarak uzun süre tartışılmaya devam edecek.   YASEMİN İNCEOĞLU   Birgün


HABERİN YERİNE YORUM: ALGORİTMA KISKACINDA YAYINCILIK


Camdan Sığınak YouTube

YouTube sığınağında çoğu gazeteci tek başına ya da küçük ekiplerle çalışıyor. Kameranın, mikrofonun ve algoritmanın karşısındalar. Eskinin ekran yüzleri, birkaç “yıldız” isim dışında, bugün kendi kanallarının hem muhabiri hem editörü hem de pazarlamacısı. Görünürde bağımsızlar, ama bu bağımsızlık platformun “oyun kurallarıyla” sınırlı.

Görüşme yaptığımız gazeteciler bu yeni çelişkiyi net biçimde dile getiriyor:
 
Bir yandan politik baskıya boyun eğen patronlardan kurtulmanın özgürlüğü, öte yandan YouTube’un kural setlerinin kuşatması... Çünkü bu platform sadece bir mecra değil, aynı zamanda algoritmik bir rejim. Görünür olmanın bedeli, sistemin istediği biçimde içerik üretmek.

“Algoritmanın sevdiği birine dönüşüyorsun,” diyor bir gazeteci. Artık kendi kanalının “tık” reytinginden sorumlu. Dijital ortamda hayatta kalmak, algoritmanın beğenisine göre de şekil almak demek.  CAN ERTUNA   Birgün

12 Kasım 2025 Çarşamba

Sergi Odası

67sergi@gmail.com

https://galeri67.blogspot.com/


Sergi / Zonguldak

35 Yıl Öncesine Yolculuk: Karaelmas Maden İşçileri Sergisi 

Ahmet Tokyay, Alaaddin Kara ve İbrahim Akyürek'in 'Karaelmas Maden İşçileri' başlıklı fotoğraf sergisi Zonguldak'ta açılıyor.

20. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali'ne (Zonguldak) paralel düzenlenen sergi 17-23 Kasım 2025 tarihlerinde Belediye Kültür Merkezi'nde (BKM) açık kalacak.
 
Sergi, maden işçilerinin üretim koşullarından büyük madenci grevi ve yürüyüşüne; kent sakinlerinin kömür atıklarını topladığı Balkayası'ndan kentin arka yüzünü oluşturan şahıs ve şirket ocaklarına uzanan elli fotoğraftan oluşuyor.

Sergi Odası görsel arşivinin parçası olan sergi, Karaelmas Kömür Havzası Maden İşçilerinin 90/91 uzun grevinin 35. yılı nedeniyle ayrı bir önem kazanıyor. 

Bilindiği gibi 30 Kasım 1990 tarihinde Genel Maden İş Sendikasında (GMİS) örgütlü olan maden işçileri Gelik ocağında greve çıkmıştı.






 

11 Kasım 2025 Salı

BKM - Zonguldak

Veda

      
Paul Virilio’yla Söyleşi: 
Kelimeler Değil, Görüntüler

 

Ukrayna savaşında Musk nüfuz yaratabilmek için...



Dijital bağımsızlık neden önemli


Kaygılandırıcı olan yalnızca istenmeyen teknolojik arızaların artması değil ayrıca dijital varlıkların jeopolitik amaçlar için uluslararası çapta silahlaştırılması. 2019 yılında Adobe Venezuela’ya Photoshop programını sağlamayı ABD ambargolarıyla uyum çerçevesinde bıraktı, Ukrayna savaşında Musk nüfuz yaratabilmek için Starlink’e Kievli birliklerin erişebilmesini sağladı. Daha yakın bir dönemde, Microsoft’un Amerikan ambargolarına uymak için ceza mahkemesi savcısı Karim Khan’ın email bağlantısını kestiği iddia edildi. Her ne kadar Microsoft hizmetleri kestiğini reddetse de olayın hemen ardından şirket Avrupa hükümetleri ve Avrupa Komisyonu ile anlaşmalarına, herhangi bir hükümet bulut hizmetlerini durdurma ya da kapatma kararı alırsa yasal süreç başlatacağına dair bağlayıcı hüküm ekledi.  BİRGÜN


 

10 Kasım 2025 Pazartesi

BKM - Zonguldak

 20. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali 
paralelinde ...


Karaelmas Gazeteciler Derneği / Zonguldak


 
Gazetecilere Türk dili ve imla kuralları eğitimi
Karaelmas Gazeteciler Derneği öncülüğünde, gazetecilere yönelik “Türk Dili ve İmla Kuralları” eğitimi düzenlenecek. Eğitimin ardından katılımcı gazeteciler için mangal etkinliği düzenlenecek.
Eğitmen Aynur Muslu tarafından verilecek eğitim, 14 Kasım Cuma günü saat 16.00’da Zonguldak Sergi Odası Salonu’nda gerçekleştirilecek.
Son dönemlerde haber metinlerinde artan imla ve yazım hatalarına dikkat çekmek, doğru Türkçe kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen etkinlikte Muslu, dilin doğru ve etkili kullanımına ilişkin önemli bilgiler paylaşacak.  AYNUR MUSLU KİMDİR? 

 

9 Kasım 2025 Pazar

Kdz. Ereğli

Çağrı

 

Ayvalık

 Ömercan Şamlı’nın izinde 
Ayvalık’ta açılan mekân genç yaşta kaybedilen fotoğraf ve belgesel sanatçısı Mercan’ın bıraktığı mirası sırtlanıyor. Mercanev, fotoğraf sanatçısı ve belgeselci Ömercan Şamlı’nın anısını yaşatmak amacıyla Ayvalık’ta kapılarını açtı.



Sokaklar onun eviydi, nerede bir sokak eylemi, hak arama mücadelesi var, hemen makinesiyle o kalabalığı fotoğraflardı.
 
Eylem olmasına da gerek yok, “Yorgunlar” serisinde sokak bankında, metroda, otobüste ya boylu boyunca uzanmış ya da uyuyakalmış insanları da fotoğrafladı. Görüldüğü üzere kayda aldığı konular genelde ana akıma hitap etmiyordu. Onun derdi insanlaydı. Ayvalık’ta tadilatına elinin emeği değen Mercanev de bunun bir örneği olacaktı.



Mercan’ın sosyal bir ev projesi olarak hayal ettiği mekânda atölyeler yapılacaktı, sanat üretimleri izleyiciyle buluşacak ve tartışılacaktı. Kütüphanesiyle, karanlık odasıyla, avlusuyla Ayvalıklıların yaşamına değer katacaktı. Mercanev öyle de oldu. Eylül ayında açıldığından bugüne tüm bu hayaller gerçeğe dönüyor. Ancak geçen yıl aralık ayında henüz 35 yaşındayken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Bıraktığı miras ise ailesi ve onu sevenler tarafından sürdürülüyor.
 
Ayvalık Zekibey Mahallesi’nde yer alan Mercanev, Mercan’ın analog çekimlerinden oluşan “Yorgunlar” serisinden ve diğer fotoğraflarından oluşan bir sergiyle açılmıştı. Ama yıl boyunca farklı sergilere ev sahipliği yapacak.

Mercan Ev’in kütüphanesi, sinema, video ve fotoğraf üzerine çalışan herkesin kullanımına açık. Koleksiyonu büyütmek amacıyla bu alanlara ilişkin kitap bağışları kabul ediliyor. Bağış ve iletişim için: @mercanevayvalik (Instagram). Mercan’ın video seçkisi için: vimeo.com/distile. 

                                


8 Kasım 2025 Cumartesi

2025 Kasım


44 kültür-sanat kurumu, ayrımcı ...

“11. Yargı Paketi, sansür politikalarına da yasal zemin hazırlıyor”

Aralarında sinema dernekleri, tiyatro toplulukları, gazetecilik inisiyatifleri ve sendikaların bulunduğu 44 kültür-sanat kurumu, ayrımcı 11. Yargı Paketi’ne karşı ortak bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, paketin “genel ahlâk” ve “biyolojik cinsiyet” gibi muğlak ifadelerle LGBTİ+’ı olduğu kadar ifade ve sanat özgürlüğünü de hedef aldığı vurgulandı.

                      

11 Kasım Salı 17.45 / Zonguldak


Yön: Ahmet Uluçay

6 Kasım 2025 Perşembe

Eylül 2025

Kayıp Zamana Dair Proust, Benjamın ve Barthes’ta Fotoğraf, Kimlik ve Duygulanım

5 Kasım 2025 Çarşamba

Patronun Yeri: Kültür ve Turizm Bakanlığı

TBB'den "Kartalkaya yangını" açıklaması: Tüm sorumlular yargılanmalı

                             

4 Kasım 2025 Salı

6 Kasım Perşembe 17.45

  

“Kamuoyunun dosyayı sahiplenmesi sürecin gidişatını değiştirdi”


Hakan Tosun’a ne oldu?


Hakan Tosun’un avukatlarından Onur Cingil, 23 Ekim’deki basın toplantısında, her iki darp olayında da kamera görüntülerine giren bir kişinin ifadesinin tanık sıfatıyla alındığını açıkladı.

Hakan’ın öldürülmesine dair soruşturmada 18 ve 24 yaşlarındaki iki şüpheli "kasten yaralama" suçlamasıyla tutuklu. Kameradaki üçüncü kişinin başka bir işleme tabi tutulup tutulmadığını bilmiyoruz.

BAŞMÜFETTİŞ GÖREVLENDİRİLDİ

Yazının başından beri cümlelerim “Bilmiyoruz” diye bitiyor. Bir anlamda normal, olay çok taze. Ancak olay yeri incelemesinden ifade almadaki süreçlere kadar birçok işlemin “normal olmadığı” o kadar ortada ki, Emniyet Genel Müdürlüğü de iki başmüfettiş görevlendirdi.

Olayla ilgili somut gerçekler acilen ortaya çıkmadıkça, bir cinayetin akıbetiyle ilgili en istenmedik durum yaşanıyor: Rivayetler sosyal medyada çığ gibi büyüyor, gerçekler ile senaryolar birbirine karışıyor.

Kaldı ki mevcut bilgilere ulaşmada da gazetecilerin ısrarının rolü büyük. Avukat Hakan Bozyurt, “Kamuoyunun dosyayı sahiplenmesi sürecin gidişatını değiştirdi” diyor. Sahiplenmeye devam edeceğiz, tüm gerçekler ortaya çıkana kadar soracağız: Hakan Tosun’a ne oldu? 

Ayça Söylemez   Birgün